Antik Çağlarda Seydişehir’de Amblada, Vasada, Arvana, Elita, Dalisandus gibi şehirlerin varlığı belirlenmektedir. 1970 yılında yapılan kazılarda Bostandere Kasabası yakınlarında Roma Devri Anfi Tiyatrosu kalıntıları ortaya çıkarılmıştır.
Seydişehir’in Horasanlı Seyit Harun Veli tarafından 1310 yıllarında kurulduğu tahmin edilmektedir. Eşrefoğulları Beyliği, Anadolu Selçuklu Devletinin bir parçası olarak, Seydişehir bölgesini de kapsayacak şekilde 1327 Moğol istilasına kadar hayatiyetini sürdürmüştür. Daha sonra Seydişehir, yine bu bölgede hüküm süren Hamidoğulları Beyliğine bağlı küçük bir kasabadır.
14. y.y.’ın sonlarına doğru bölgede hayatiyetini sürdüren Karamanoğlu Beyliği ile Osmanlılar komşu olmuşlardır. Osmanlı Padişahı Murad Hüdavendigar’ın kızı Melek Hatun ile Karamanoğlu Alâeddin Ali Bey evlenmiş ise de, iki hükümranlık arasındaki gerginlik devam etmiş ve Osmanlılar 80.000 altın ödeyerek Seydişehir, Akşehir ve Beyşehir yöresini satın almışlardır.
Fatih Sultan Mehmet devrinde ise kesin olarak aralarındaki ihtilafa son verilmiş ve Seydişehir Osmanlı topraklarına katılmıştır.
Seydişehir 1871 yılında belediye ve 1915 yılında ise İlçe olmuştur.
Seyyid Harun Velî Camii ve Türbesi
SEYYİD HARUN VELÎ CAMİİ: Seyyid Harun Camii, Seydişehir'in güney kesiminde, Seyyid Harun Velî Külliyesi içindedir. Seyyid Harun tarafından, 1310 yılında onun "İlâhi bir ilhamla bir şehir kurmak üzere buraya geldiği" yıllarda yapıldığı bilinmektedir. Caminin kuzey cephesinde üç kümbet bulunmaktadır. Bunlardan kuzey cephesine bitişik olan üç kümbetden birisi Seyyid Harun Velî'ye aittir. Caminin kuzey doğusuna bitişik olan diğer kümbet Halife Sultan türbesidir. Caminin kuzey duvarına bitişik diğer kümbet ise Rüstem Bey ile Sultan Hatuna aittir.
SEYYİD HARUN VELÎ TÜRBESİ: Seyyid Harun Velî Caminin Kuzey cephesine bitişik, kümbetin sağındaki Seyyid Harun Veli Hazretleri'nin türbesidir. Kitabesi şöyledir: “Bu kutlu türbe, yoksulların efendisi Allahın Rahmetine kavuşmuş ve günahları bağışlanmış olan Seyyid-i Harun’un yirmi üç rebi’ül–evvel yedi yüz yirmide ölmesi üzerine inşa edildi". Türbe, 3 Mayıs 1320 tarihinde ölen Seyyid Harun Velî'nin ölümünden sonra aynı yılda yapılmıştır.
Şeyh Hacı Abdullah Efendi Türbesi
ŞEYH HACI ABDULLAH EFENDİ TÜRBESİ: Seyyid Harun Velî Hamamı'nın kuzey batısındadır. Türbe, 1903 yılında ölen Müderris ve Nakşibendi Tarikatı Şeyhi Hacı Abdullah Efendi için Sultan Abdulhamit Han emriyle yaptırılmıştır. Eski şekli bozulmadan, 1955 yılında temelden onarılan türbe, dikdörtgen planlıdır. Türbe içerisinde, sıvalı taş ve ahşap sandukalı 7-8 kitabesiz mezar vardır. Bu mezarlar Şeyh Hacı Abdullah Efendi ve oğulları Şeyh Hocaken, Hacı Ahmet ve Hacı Şakir ile müritlerinden Uşaklı Hacı Hekim Ali’ye, Şeyh Abdullah Hanımı Hacı Arife’ye, Şeyh Hacı Abdullah kızı Şerife Kadın’a, Şeyh Hocaken Efendi eşi Emine Hanım’a ve aileden diğer hanımlara aittir.
MEMİŞ EFENDİ TÜRBESİ: Hacı Memiş Efendi’nin soyundan pek çok alim ve şeyh yetişti. Hiçbir alimin neslinden bu kadar çok ilim ve adamı ve şeyh çıkmamıştır. Hayatta iken "Vücudunu çürüten er olmaz" buyururlardı. Vefatından 13 yıl sonra türbesi inşa edilirken kabri açıldığı zaman kefeni ve vücutları hayatta olduğu gibi hiç bozulmadığı görülmüştür. Baki aleme göç ettikleri zaman 4 hanımda 7 oğlu ve 4 kızı bulunmakta idi. Hacı Memiş Efendi’nin Türbesi Konya-Seydişehir yolu üzerinde Konya’dan 70, Seydişehir’den 30 kilometre uzaklıktaki Çavuş Kasabası’ndadır.
Adile Baysal Kültür ve Sanat Evi
ADİLE BAYSAL KÜLTÜR VE SANAT EVİ: Seydişehir'in geleneksel mimarisini yansıtan kültür sanat evi, tarihi ve kültürel mirasların gelecek nesillere aktarmak ve misafirlere geleneksel kültürü tanıtmak amacıyla hizmet etmektedir. Yöresel halk giysileri, süs eşyaları, takunya örnekleri, Seydişehirli ev hanımlarının el işleri, yöresel halı, kilim ve dokuma tezgâhlarını Osmanlı devri yayları, Osmanlı şerbet kazanlarını, düğüm, kazan, sahan, eski silah ve ev eşyaları gibi kültürel ve sanatsal çalışmaların sergisi yapılmaktadır.
Kuğulu Park
KUĞULU PARK: İç Anadolu’nun Antalya’ya açılan bir kapısı konumunda olup çevre yolu üzerinde bulunmaktadır. Tabiatı ve iklimiyle bir doğa harikası olan Kuğulu Park özellikle yaz aylarında aynı anda binlerce yerli ve yabancı ziyaretçiyi ağırlayabilecek kapasitede olup gün boyu vakit geçirilebilecek bir mesire alanıdır. Toros Sıra Dağlarının eteğinde bulunan bölgede yapay gölet ve şelale mevcuttur. 4 mevsim bir doğa harikası olan Kuğulu Park, ilçenin turizm potansiyeline büyük katkı sağlamaktadır.
Seydişehir Eti Alüminyum Tesisleri
ETİ ALÜMİNYUM TESİSLERİ: Akdeniz Bölgesindeki Seydişehir ve Akseki boksit cevher yataklarının değerlendirilip, ham alüminyum üretmek amacı ile Konya ilinin batısında, Seydişehir ilçesinde alüminyum işletmeleri kurulmuştur. Tesis özelleştirme kapsamında 2005 yılında özel sektöre devredilmiştir. Ülkemizin cevherden alüminyum elde eden tek entegre alüminyum fabrikası Eti Alüminyum Seydişehir Tesisi, günün teknolojik şartlarına uyum sağlayabilmek ve uluslararası piyasalarda rekabet edebilmek amacı ile devamlı olarak yatırımlar yapmakta, ülke ve özellikle bölge ekonomisine ciddi oranlarda katkı sağlanmaktadır. Yaklaşık 12.000.000 m² kapalı alana kurulmuş olan Seydişehir Alüminyum tesisi Türkiye’deki modern ve tek alüminyum tesisi olma özelliğindedir.
Tınaztepe Mağarası
TINAZTEPE MAĞARASI: Tınaztepe mağarasıı Seydişehir-Antalya karayolunun 22. kilometresinde olup gezilebilen bölümü 1.580 metredir. Sonundaki 64 metrelik iniş dışında tamamen yatay özellikte bir mağaradır. Yapılan araştırmalara göre yaklaşık 230 milyon yıl gibi uzun bir süreçte meydana gelmiştir. Mağaranın iç kısımlarında sarkıt, dikit ve sütunlar oluşmuştur.
FERZENE MAĞARASI: Kuğulu Göl'ün güneybatısında, ilçeye 5 kilometre uzaklıktadır. Uzunluğu 346 metredir. Giriş bölümünde yan duvarlarında oyma şekilleri ile içeride sarkıt ve dikitlerden yapılmış çeşitli büyüklükte su depoları oluşmuştur.
BOYNOZCU MAĞARASI: Taraşçı mahallesi güneydoğusunda, Küpe Dağı üzerinde, uzunluğu 200 metre olan bir mağaradır. Sağ ve sol olmak üzere iki kola ayrılan mağarada aktif sarkıt ve dikit oluşumları mevcuttur. İlçeye 9 kilometre uzaklıktadır.
SUSUZ (GÜVERCİNLİK) MAĞARASI: Seydişehir'e bağlı Susuz Mahallesinin 1.5 kilometre güney batısında, Susuz Yaylası yolu üzerinde, 1.160 m rakımdadır. Ulaşım stabilize yoldan sağlanmaktadır. Mağara içerisinde sarkıt, dikit ve sütun oluşumları vardır.
Küpe Çukuru (Dağcılık)
KÜPE ÇUKURU: Taraşçı Mahallesi'nin güney doğu istikametinde kalan küpe çukuru olarak adlandırılan dağlık bölge, her türlü dağ turizmine elverişli bir yerdir. Seydişehir Ağaoluk mevkii üzerinden yaya olarak 2 saat mesafededir.
Kocakoru Ormanı Tabiat Parkı
KOCAKORU ORMANI TABİAT PARKI: Taraşçı mahallesi hudutları dahilinde yer alan Kocakoru Ormanı Tabiat Parkı, 1998 yılında tescil edilmiştir. Filoristik açıdan zengin olup manzara bütünlüğü içerisinde, bölge halkının dinlenme ve eğlenmesine imkan sağlayan bir tabiat parçasıdır. 329.5 hektardır. Sahada yağmur barınağı, çeşme, su deposu ve WC mevcuttur. Alanda günü birlik kullanım kapsamında piknik yapılmakta olup özellikle hafta sonu Seydişehir ilçesinden piknik amaçlı gelen ziyaretçiler tarafından kullanılmaktadır. Orman içerisinde Küçük Oluk, Gudal ve Hacıhasan Oluğu açıklıkları piknik amaçlı kullanılmaktadır. Alanda piknik harici manzara seyri, yürüyüş yapılabilir. Seydişehir’e 20 km, Taraşcı Beldesine 5 km mesafede olup toprak yolla alana ulaşılmaktadır.
Suğla Gölü
SUĞLA GÖLÜ: Seydişehir'e 18 kilometre uzaklıktadır. Göl yaklaşık olarak 40 km2'lik bir alanı kaplamaktadır. Suğla Gölü, tarımsal projelere su sağlamakla birlikte balıkçılık da yapılmaktadır.
Meşhur Seydişehir Leblebisi
SEYDİŞEHİR LEBLEBİSİ: Nohut, 30 günde leblebi haline gelmektedir. Elle yapılan bir çok iş makineleşmiş olup Seydişehir'de leblebi halen elle üretilmektedir. Eskiden leblebicilerin 365 tezgahı bulunmakta ve leblebicilik Seydişehir'de önemli bir iş koluydu. Ancak zamanla leblebici ustalarının sayısı azalmıştır. Seydişehir'e giderseniz mutlaka Seydişehir leblebisinin tadına bakmalı, yakınlarınıza da götürmelisiniz.
Dağ Keçisi (Avcılık)
DAĞ KEÇİSİ AVCILIĞI: Konya'nın Seydişehir ilçesi ile Antalya'nın Akseki ilçesi sınırları arasında yer alan Giden Gelmez Dağları'nda avcılar aldıkları izinle teke avına çıkarlar. Dünyanın her tarafından gelen avcılar günlerce yürüyüp soğuk havada dağlarda geceleyerek takip ettikleri dağ keçisini vurmaya çalışırlar. Bölgede yaklaşık iki bin yaban keçisi nüfusu yaşamaktadır ve yılda belirlenen sayıda dağ keçisi için avlanma izni verilmektedir. Av ve Yayla Turizmi, Seydişehir turizmine çeşitlilik ve hareketlilik getirmektedir.
VASADA ANTİK KENTİ: Bostandere mahallesinin yukarı kısmında 1969 yılında su deposu yapımı sırasında tespit edilen ve 2 yıl yapılan kazı çalışmaları ile de küçük bir kısmı gün yüzüne çıkarılan Vasada Antik Tiyatrosu’nda kazı çalışmaları zaman zaman yapılmaktadır. Roma dönemine ait, yaklaşık 3 bin kişi kapasiteli tiyatronun kazı çalışmaları İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir. Antik Tiyatronun genel temizliği yapıldıktan sonra oturma sıraları, orkestra ve sahne kısmının ortaya çıkarılmıştır.
AMBLADA (ASAR TEPE) ANTİK KENTİ: Kızılca, Kavak ve Yenice mahallelerinin orta noktasında Roma dönemine ait harabelerin bulunduğu Amblada (Asartepe), Seydişehir'e 16 kilometre uzaklıktadır. Bergama Krallığı ile olan yakın ilişkileri ile tanıdığımız Amblada antik kenti, önce Bergama Krallığında daha sonra Amyntas döneminde Galatlar’ın yönetiminde kalmıştır. Roma İmparatorluğu döneminde ise, Galatia ve Lykaonia eyaletlerine bağlanmıştır. Amblada’nın İ.Ö. 1.yüzyıldan itibaren sikke bastırmaya başladığı görülmektedir.112 İmparatorluk devrinde de Commadus’tan (İ.S.176-192) Philippus Arabs’a (İ.S.244-248) kadar sikkeleri görülmektedir. Bu devirde Küçük Asya şehirlerinin çoğunda bu özenti mevcuttur. Şehirler devrin genel akımına uyarak kökenlerini bir yere dayamak arzusu duymuşlardır. Bu şehirlere Selge ve Sagalassos’tan sonra Amblada’da katılmıştır.